Çok duyduğumuz ama uzak olduğu için bir türlü yolumuzu düşüremediğimiz Sokakağzı koyuna sonunda gidebildik. Kısacık bir hafta sonu gezisi olsa da bu koyun güzelliğini anlayabildik.
Ayvacık ya da Küçükkuyu üzerinden Assos’a gelmeyi nasılsa bulursunuz, biz sonrasını anlatalım. Assos’a inmek için Behram’da geçeceğiniz son kavşaktan batıya doğru devam ederseniz Sokakağzı’na varabilirsiniz. 12 km kadar ileride Balabanlı köyünden güneye döndüğünüzde güzel bir yerler göreceğinizi anlamaya başlıyorsunuz.
Aslında Sokakağzı koyu dediğimiz yer bu geniş koyun batı tarafı. Doğu tarafı ise Sivrice koyu. Bizim geldiğimiz yol Sivrice tarafına iniyor, yaklaştıkça bu tarafı yukarıdan görüyorsunuz.
İleride Yunanistan’ın Midilli adası ve arada masmavi Ege Denizi muhteşem görünüyor. Biraz daha ilerleyince sağda Sokakağzı koyu da önünüze seriliyor.
Deniz kenarına indiğimizde iskelelerle karşılaştık. Genelde deniz kenarı taşlık ya da kayalık bile olsa bu tip iskelelerden denize girmeye pek alışkın olmadığımızdan olsa gerek, Sivrice tarafı pek hoşumuza gitmedi.
Denizi solumuza alıp Sokakağzı’na doğru devam ettik. Sokakağzı sahili eskiden tüm sahil köylerinde gördüğümüz gibi bir mahalle havasında.
Uzun zamandır bu kadar sakin bir deniz kenarı ile karşılaşmamış olmanın verdiği sevinçle pansiyonumuza yerleştik. Bir gece kaldığımız Kayalı Pansiyon çok basit ve donanımsızdı. Aslında tüm Sokakağzı böyle. Ancak yataklar ve oda tertemizdi. Küçük de olsa çok rahat ettik.
Sokakağzı’nın denizi gerçekten çok temiz ve çok berrak. Kıyı ve denizin dibi kum. Çok çabuk derinleşmese de keyifli bir derinliğe ulaşan, ılık ve çok güzel bir deniz. Kıyıda bolca şezlong bulunuyor ve kumsal oldukça dar.
Akşama kadar denize girdikten sonra sahilde yürüyüş yaparak yemek yiyecek bir yer aradık. Sahilin sol tarafında küçük bir balıkçı barınağı bulunuyor.
Barınağın girişindeki balıkçıya oturup taze deniz balıkları, lezzetli bir salata, mezeler ve şahane kalamar yedik. Bu arada gün de bitti ve denizin üzerindeki iskelemizde güzel bir manzara bize eşlik etti.
Yemekten sonra sahildeki parkta bir köy düğününü izledik, pek eğleniyorlardı. Akşam sahil daha da keyifli oluyor. Koyun diğer tarafındaki dondurmacıdan lezzetli dondurmalarımızı alıp yol kenarındaki sandalyelerde dinlendik.
Daha sonra sahildeki şezlonglara uzanıp mehtaplı bu gecede Midilli Adası’na karşı dalga seslerini dinledik.
Odamızda bize dalga seslerinin eşlik edeceği güzel bir uyku dilerken, maalesef yandaki tesisin saygısız işletmecileri ve şarkılar söyleyen müşterileri saat gece 2’ye kadar bol gürültü yaptıklarından pek güzel uyuyamadık. Ancak ertesi gün yine şahane bir güne uyandık ve öğleden sonraya kadar denize girip sonrasında İstanbul’a doğru yola çıktık.
Bol müzikli tesisten uzak olmak kaydıyla buraya kesinlikle tekrar geleceğiz.
Ceren, Ağustos 2015