Etiket arşivi: hayvanat bahcesi giris ucreti

Ormanya Doğal Yaşam Parkı

Daha önce çok duyduğumuz ama bir türlü gitmeye fırsat bulamadığımız Ormanya Doğal Yaşam Parkı’na sonunda güneşli bir cumartesi günü gidebildik. Ormanya, İzmit’ten Adapazarı’na  D100 ya da eski adıyla E5 üzerinden giderken 15-20 km kadar ileride solda. TEM’den gidenler için ise Kartepe çıkışından çıkıp Adapazarı yönüne giderken onuncu kilometrede. E5 üzerinde yeterince yönlendirme tabelası bulunuyor, rahatça bulabilirsiniz. Ormanın önüne geldiğinizde kocaman bir otoparkla karşılaşıyorsunuz.

Otopark ücretsiz. En azından 2019 Mart ayında öyleydi. Otopark çok büyük ama biz saat 15:00 gibi geldiğimizde zor yer bulduk, aklınızda olsun. Otopark doluysa da geliş yolu üzerinde araba bırakacak çok yer var, sadece biraz yol yürürsünüz, ki zaten yürümeye geldik. Ormanya’nın girişine turnikeler yerleştirilmiş.

İlginç ama parka giriş de ücretsiz. Her şeye para ödemeye o kadar alışmışız ki ücretsiz olunca insan mutlu oluyor. İleride ücretli yaparlar mı bilmiyoruz ama böyle çok iyi. Girince yol ikiye ayrılıyor.

Soldaki beton yoldan hayvanat bahçesine doğru gidiliyor. Sol tarafın hemen solunda da aromatik bitki yolu var.

Sağ tarafa giden toprak patika ise mesire alanıyla başlıyor, ilerisinde de farklı uzunluklarda yürüyüş parkurları bulunuyor. Buraya erkenden gelip güzel bir kahvaltı yapılabilir.

Biz hayvanat bahçesine doğru döndük. Beton yol geniş ve rahat, ve uçsuz bucaksız bir ormanın içinden geçiyor. İlkbaharda gelip yeşil halini de görmek lazım.

Yoldan biraz ilerleyince hayvanat bahçesinin girişine geliyorsunuz. Kocaman bir kapı yapmışlar. Bu bahçenin çocuklara özel hazırlanmış olduğunu baştan belirtelim. Şurada detaylı anlattığımız Darıca kadar zengin bir hayvanat bahçesi değil.

Girer girmez bir yerleşim planı sizi karşılıyor. Plandan dairesel bir yerleşim olduğunu ve içinde de göletlerin olduğunu anlıyorsunuz.

Numaraların açıklandığı bir lejant görmedik ama ya biz kaçırdık ya da henüz hazır değildi. Çok da önemsemedik çünkü karşınıza hemen basit ve işini iyi yapan bir yönlendirme tabelası daha çıkıyor.

Biz sol tarafı seçtik. Bu tabelanın hemen arkasında ördeklerin yüzdüğü ve arkasında da birazdan bahsedeceğimiz lemurların evinin olduğu ilk gölet bulunuyor.

Sola dönünce önümüze önce bir alpaka çıktı. Hemen yanında da keçiler vardı.

Keçilerin yanında normalde çok sık gördüğümüz koyunlar ve koçların olduğu bir alan bulunuyordu. Koç iyi tanıdığımız bir hayvandır ancak aşağıda gördüğünüz arkadaşla selfie çekenler bile bulunduğundan biz de burada bir fotoğrafını paylaşalım istedik.

Tanıdık hayvanlardan başlamışken yan bölümdeki eşeklerden de bahsedelim. Cinsi için Mardin eşeği yazıyordu. Kendilerini sevdirmek için çitlere yakın duruyorlardı.

Sonrasında çocukların ata binmesine fırsat veren küçük bir bölge ayrılmış. Hafta içi ve hafta sonu farklı kuralları var, yolunuz düşerse çocuğunuzu ata bindirmeniz mümkün. Biz maalesef şartları not almadık. Bu noktada bahçenin ortasındaki çocuk parkına çok yaklaşmış olduğumuzdan oraya da uğradık.

Hemen yanına bir de kafeterya yerleştirilmiş olan kaydırak, salıncak gibi tipik oyuncakları olan bir park. Görüldüğü gibi epey kalabalık olabiliyor. Çocuklar için asıl eğlenceli olan kısmı ise hemen yanındaki parkur. Televizyondaki ünlü macera yarışması gibi zıplamalı ve atlamalı bir takım bölümlerden oluşan parkta çocuklar gerçekten çok eğleniyorlardı.

Çocuk parkının hemen yanında ise içinde Pekin ördeklerinin ve siyah kuğuların yüzdüğü daha büyük bir başka gölet bulunuyor.

Buradan sonraki bölümde bize biraz yabancı gelen hayvanlarla karşılaştık. Aşağıda gördüğünüz büyük deve yakından epey dikkat çekiciydi.

Hemen yanında deve kuşlarının olduğu bölümde bize meraklı gözlerle bakan aşağıdaki arkadaşla karşılaştık.

Tüm hayvanları tek tek gösteremiyoruz ama zebralar ata benzer halleriyle gerçekten çok ilginç hayvanlar.

Tavşan, hindi derken oklu kirpileri gördük. Kabuklu yer fıstıklarının peşinde birbirlerini ittirip kaktırmalarını izlerken heyecanlı anlar yaşadık.

Sonrasında kuşlar, tavuklar, sürüngenler gibi farklı hayvanları görebiliyorsunuz. Son olarak evlerinde oraya buraya tünemiş dinlenen lemurları da gösterelim. Arka duvarda iple çitin arasına kendini sıkıştırmış olana dikkat edin.

Böylece hayvanat bahçesinden çıkıp sol tarafa doğru yürüyüş yolunu takip etmeye başladık. Bu tarafta Ormanya’nın asıl farkını anlayacağınız Vahşi Yaşam Alanları bulunuyor. Geyikler ve atlar için karşılıklı iki kocaman alan ayrılmış ve çitlerle yürüyüş yolundan ayrılmış.

Belki başka bölgeler de vardır, biz sadece bu ikisini gördük. Yılkı atları uzakta dinleniyorlardı o nedenle göremedik. Geyikler de uzaktalardı ancak ufak bir kızıl geyik çitlerin dibinde ilgi odağı olmuştu.

Bu güzel hayvanı yakından görmek çok keyifli. Özellikle çocukların hayvanlara olan ilgisi görmeye değer. Ufaklık bazen çitin yanına yaklaşıyor, bazen de arkadaşlarına doğru gidiyordu.

Burada da bir gölet ve kenarında gürültücü hindiler bulunuyordu. Patika ileriye doğru oldukça da keyifle devam ediyordu ama biz yorulmuştuk ve geri döndük.

Ormanya Doğal Yaşam Parkı çok özenerek hazırlandığı her köşesinden belli olan bir yer. Henüz tüm işlevleri çalışmasa da mevcut haliyle bile şehirden uzaklaşıp doğada keyifle zaman geçirmek için çok uygun. Özellikle çocuklu aileler için mutlaka gidilmesi gereken bir park. Sadece yürüyüş için bile gitmeye değeceğinden emin olabilirsiniz.

Bu arada parkın girişinde bir karavan parkı ve çadır alanı da mevcut, o işlere ilgilenenler için de güzel bir destinasyon olabilir.

Gürkan, Mart 2019

Darıca Hayvanat Bahçesi

Darıca’da bulunan Faruk Yalçın Hayvanat Bahçesi ve Botanik Parkı’nı çok duymuştuk ama bir fırsat bulup ziyaret edememiştik. Bugün ne yapsak diye düşündüğümüz bir cumartesi günü erkenden yola çıkıp rahatça gidip geldik. E-5’den giderken Tuzla’yı geçtikten sonra geldiğiniz Darıca kavşağından sağa ayrıldığınızda tabelaları takip ederek kolaylıkla tesise ulaşabilirsiniz.

Tesisin civarında otopark bulmak erken saatlerde çok sorun değil. Ama kalabalık geldikçe zorlaşıyor. Tesisin 100 metre kadar ilerisinde karşı tarafta kendine ait otopark alanı bulunuyor.

Oldukça büyük bir otopark alanı hazırlamışlar. Biz sabah 11 gibi orada olduğumuz için otopark epey boştu. Ama saat 3 gibi çıkarken hiç yer kalmamıştı. O nedenle erken gitmekte fayda var. Otopark ücreti biz gittiğimizde 10 TL idi.

Tesisin girişi oldukça geniş ve güzel tasarlanmış. Çok sayıda gişe mevcut, ziyaretçiler sıraya girme konusunda daha saygılı olsalar çok medeni bir şekilde girilebilir.

Giriş ücretleri değişebileceği için şuradan kontrol etmenizi tavsiye ederiz. 2018 yılı başında yetişkinler için 40 TL ücret isteniyordu. Ancak öğretmen ve polis gibi bazı memurlardan ücret alınmadığı gibi, onların eşlerinden de sadece 20 TL isteniyor. Diğer yandan, özellikle yakında oturanlar için düşünülebilecek bir yıllık abonelik seçeneği de mevcut. Sık gelecekseniz 70 TL verip bu fırsatı değerlendirebilirsiniz.

Buraya kadar anlatması güzel ama bir hayvanat bahçesi hakkında gördüğümüz hayvanların fotoğraflarından başka bir şeyler anlatmak zor olacak. Biz en iyisi bu sefer anlatmaktansa ne gördüysek gösterelim. Girince hemen solda papağanları gördük.

Meğerse burası çıkış tarafıymış, dönüp diğer tarafa geçtik. Buradan sonra yönlendirme yapmamız çok zor, pek sıralama düşünmeden anlatacağız. İlk olarak çok merak ettiğimiz Tembel Hayvan’ı gösterelim.

Camın arkasında olduğu için fotoğraf iyi çıkmadı. Ancak zaten fotoğraftan anlamak zor, arkadaşa neden tembel dendiğini aşağıdaki videodan daha iyi anlayabilirsiniz.

Bu tarafta Altın Sülün denen ve erkeği çok güzel renklere sahip olan bir sülün tipiyle karşılaştık.

Zürafa, Zebra ve Deve Kuşu aynı alanda yaşıyorlardı. Diğerleri tamam da, Zürafa beklediğimizden çok uzunmuş meğerse.

Ağır ağır hareket ediyorlar ve çok heybetliler. Boyunları da hortum gibi kıvrılıyor. Burada da bir video çekmek gerekti.

Tam karşılarında bulunan Tapir de bizi oldukça şaşırttı. Düşündüğümüzden irilermiş.

Bu civarlarda maymuna benzeyen Lemur’larla karşılaştık. Farklı tipleri topluca büyük bir kafeste yaşıyorlar ve çok sevimliler.

Gördüğümüz tüm hayvanları burada göstermemiz mümkün değilse de bazı az bulunan hayvanlardan bahsetmesek olmaz. Mesela Kızıl Panda.

Bu arkadaş da çok sevimli. Nasıl bir tatlılığı olduğunu anlayasınız diye burada da kısa bir video çektik.

Buralarda ilginç bir şekilde açıkta duran leylekleri gördük. Gidip geliyorlar mı, biz şansa mı gördük bilmiyoruz ama öylece duruyorlardı.

Leylek demişken göz alıcı renkleriyle Flamingo’ların da bir fotoğrafını paylaşalım.

Böyle sulak yerlere gelmişken iri cüsseleriyle sakin sakin duran Timsah’lardan da bahsedelim. Korkutucu bir sakinlikleri var.

Parkın en eğlenceli hayvanları olan maymunların bölgesine geldiğimizde yiyecek verilmemesi gereken hayvanlara yiyecek veren kişilerle karşılaşıyoruz. Maymunlar tabii ki yiyecek isteme konusunda uzmanlaşmışlar.

Farklı cins maymunlar ayrı kafeslerdeler. Aslına bakarsanız hapiste bu kadar çok hayvan olması insanı oldukça üzüyor ancak iyi bakıldıkları da her hallerinden belli.

Yukarıdaki küçük adada yaşayan maymun ailesinde annelerinin göbeğine sarılmış durumda bebekler de bulunuyordu. Fotoğrafta görmeniz çok zor olacağından bir video da burada çektik.

Artık iyice parkın alt köşesine gelmiştik ve büyükçe bir akvaryum yapısına girdik. İçeride bolca balık bulunan akvaryum da çok etkileyiciydi.

Büyük balıklar büyükçe akvaryumlara yerleştirilmişken daha küçükleri ayrı yerlerde bulunuyor. Çok geniş olmasa da oldukça güzel.

Akvaryum bölgesinden sonra sürüngenlerle karşılaşıyorsunuz. Çok çeşitli yılanlar var ancak heykel gibi duran şu arkadaşlar bize daha ilgi çekici geldi.

Bu bölgeden çıkınca dev gibi bir Gergedan ile karşılaştık. Belgesellerde gördüğümüzden çok daha iriymiş. Fotoğrafta yine tam anlaşılmıyor ama yanındaki kapı ile ölçeklerseniz hissedebilirsiniz. Çok kocaman.

Sonrasında sakin sakin yemlenen Lama’lar ile karşılaştık. Değişik hayvanlar.

Buraya kadar çok hayvandan bahsettik ama arada gördüğümüz siyah Jaguar’dan bahsetmedik. Oldukça sinirli görünüyordu, etrafı da çok korumalıydı, düzgün bir pozunu yakalayamadık. Onu siz gidip görürsünüz, biz büyük kedilerden Kaplan’ı gösterelim.

Öyle böyle değil, kocaman. Parmaklıklara rağmen huzursuzluk veriyor. Ama yine de bir Aslan değil. Buyrunuz.

Görmeyi en çok istediğimiz hayvanlardan olan Penguen’leri de bu civarlarda bulduk. Çok sevimli hayvanlar ve şahane yüzüyorlar.

Ancak parkın yıldızları iki Boz Ayı. Her gün 14:30 gibi bahçeye çıkan bu arkadaşlar hem sevimliler hem de ciddi atletik oldukları çok belli.

Yaklaşık 3 saat süren gezimizde burada gösterdiğimizden çok daha fazla hayvan gördük. Aynı zamanda burası bir Botanik Park ve hayvan sayısından daha fazla bitki türü olduğunu da belirtmek lazım. Ancak biz hayvanlara bakmaktan bitkilerle fazla ilgilenmediğimizi itiraf edelim. Uzmanlığımız da olmadığından yorum yapmayalım daha iyi.

Siz de bir gününüzü bu güzel parka ayırırsanız pişman olmazsınız. Çok emek olduğu belli ve ziyaretçileri memnuniyetle ağırlıyorlar. Biz girmedik ama parkın bir bölgesi de çocuklar için eğlence parkı niteliğinde tasarlanmış, orada da güzel zaman geçirilebilir.

Gürkan, Mart 2018